Tiroid Biyopsisi
Tiroid nodüllerinde meydana gelen düzensizliklerin incelenmesi için tiroid biyopsisi yöntemi uygulanır. Tiroid bezini oluşturan hücreler bazen düzensiz çoğalırlar ve buda tiroid nodüllerinin görülmesine neden olur.
Çoğunlukla belirti vermeyen bu durum, fiziki muayene ve ultrason görüntülenmesi sonucunda tespit edilir. Bu türden gelişmelerin yakından takip edilmesi, tiroid nodülünün iyi veya kötü huylu olup olmadığını tespit etmek için, tiroid biyopsisi gerçekleştirilir.
Güvenilir tanı yöntemlerinden olan tiroid biyopsisi, kalın iğne biyopsisi, ince iğne aspirasyon ve açık biyopsi yöntemleri olarak farklı yöntemlerle gerçekleştirilebilir. Trioid bezinde düzensiz çoğalma sonucu oluşan tiroid nodülleri, toplumda sık görülen rahatsızlıklardandır.
Bu türden rahatsızlıklar dokuda kanser oluşumlarına bağlı olarak görülebileceği gibi, enfeksiyona bağlı olarak da gelişme gösterebilir. Tiroid biyopsisi laboratuvar sonuçları, her iki durumu da net olarak ortaya koyabilir.
Tiroid Biyopsisi Nedir?
Tiroid bezinde bazı nodüllerin oluşması durumunda, bu dokudan bir parça alınarak iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığının araştırılması gerekir. Bunun için uygulanan yönteme de, tiroid biyopsisi ismi verilir. Hekim kararına, hasta tercihine veya hastane koşullarına göre bu işlem için, ince iğne, kalın iğne veya açık biyopsi işlemleri tercih edilebilir.
Her durumda da tiroid biyopsisi işlemine karar verildiğinde, tiroid bezi dokusundan incelemeye elverişli doku parçası alınarak, patoloji laboratuvarına gönderilir. Gelen sonucu göre de, teşhis ve tedavi yöntemleri biri veya birkaçı benimsenir.
Hekim tarafından tiroid biyopsisi yöntemine başvurulmadan önce, fiziki muayene sırasında sert ele gelir doku kontrolü yapılır. Ayrıca bazı testler ve radyoloji sistemleriyle de nodül araştırması yapılır. Olağan dışı bir gelişmenin varlığı, tiroid biyopsisi gerekliliğini ortaya koyabilir.
Tiroid bezinde meydana gelen her kitle oluşumu, kanserli doku ile ilişkilendirilemez. Ancak test sonuçlarında elde edilen bulgularda kuvvetli şüphenin varlığı, hekimi kanser araştırmasına zorunlu kılabilir. Bu türden hastalıklarda ise, erken teşhis her zaman hayati öneme sahiptir.
Tiroid Bezi Nedir?
Boyunun ön ve alt tarafından yer alan tiroid bezi, vücuda gereli bazı hormonların salgılanması görevini üstlenir. Tiroid bezinde görülen rahatsızlıkların başında ise guatr gelir. Ülkemizde de sıklıkla görülen guatr rahatsızlığı, tiroid bezinin büyümesi şeklinde görülür.
Bu büyümenin nedeni ise, vücudun ihtiyacı olan tiroid hormonlarını gereğinden fazla üretmeye çalışmasına bağlı olarak gelişir. Bu türden rahatsızlıklarda genellikle tiroid biyopsisi yöntemi uygulanmaz. Guatr rahatsılığının tanısında, elle muayene, kan testi, ultrason gibi yöntemler kullanılır.
Guatr rahatsızlığı ile birlikte tiroid bezinde bazı nodüllerden şüphe duyulması durumunda, tiroid biyopsisi yöntemi de tanı oluşturmak için uygulanabilir. Guatr rahatsızlığı tiroid bezinde küçük yumrular oluşturması ile kendisini hissettirir.
Hatta bazı durumlarda, bu hastanın gırtlak bölümünde gözle görülebilir durumda da olabilir. Bu her zaman kanser olgusuna işaret etmez. Guatr yumruları ile birlikte nodüller görülmesi durumunda, tiroid biyopsisi yöntemine başvurulur.
Tiroid bezinde gelişme gösteren nodüller mercimek kadar olabileceği gibi, ceviz büyüklüğünde de olabilir. Nodülün gelişimine ve büyüklüğüne göre de, hekim uygulayacağı tiroid biyopsisi yöntemini karar verir. Bu aşamada hekim nodülden bir miktar doku örneği alabileceği gibi, tamamını almak için açık biyopsi yöntemine de başvurabilir.
Tiroid Nodülü Nedir?
Tiroid bezi dokusunda kitli veya yumru oluşması olarak ifade edilen tiroid nodülü, sıklıkla iyot eksikliğine bağlı olarak gelişme gösterir. Genellikle küçük tirodi nodülleri belirti vermezken, büyük olan nodüller ses kısıklığı veya ses kalınlaşması olarak kendisini hissettirir. Bu türden oluşumlar genellikle nefes darlığı ve yutma güçlüğü oluşturur.
Tiroid nodülleri, tiroid bezinde belirli hacme sahiptir ve farklı bir kıvamdadır. Tiroid nodülleri 1 mm’den birkaç santimetreye kadar değişiklik gösterebilir. Bazı tiroid nodüllerinin kanser riski taşıması nedeniyle, hastalığın seyrinin araştırılması için ince iğne tiroid biyopsisi yöntemine sıklıkla başvurulur.
Tiroid nodülünün büyüklüğü veya küçüklüğü ile kanser riskinin ilişkilendirilmesi doğru bir yöntem değildir. Ancak elde edilen bazı bulgular kanser riskine işaret ediyorsa, mutlaka hastaya uygun tiroid biyopsisi yönteminin kullanılması gerekir.
Bazı durumlarda tiroid nodülü gereğinden büyük olabilir ve hasta için tehlike oluşturabilir. Bu gibi durumlarda hem hastanın konforunun sağlanması, hem de kesin sonuç elde edilmesi için açık tiroid biyopsisi yöntemi uygulanır.
Tiroid nodülü çok kişide görülebilir. Bunlardan birçoğu iyi huyludur ve hastanda herhangi bir yan etkiye neden olmaz. Bu gibi durumlar genellikle, hastanın başka bir nedenle sağlık kuruluşlarına başvurması sonucunda ortaya çıkar.
Hasta başka bir nedenle sağlık kuruşuna başvurduğunda, ultrasonagrafi, manyetik rezonans, tomografi görüntüleme sistemlerinde, bu türden bir nodülün varlığını öğrenir. Bu gibi durumlarda ise genellikle hastaya tiroid biyopsisi yöntemi veya başka teşhis ve tedavi yöntemleri önerilmez. Yapılan tıbbi araştırmalarda, tiroid nodüllerinin %5 kadarının kötü huylu olduğu belirtilmiştir.
Tiroid Biyopsisi Hangi Durumlarda Yapılır?
Trioid bezinde oluşan nodüllerin varlığı her ne kadar tiroid biyopsisi için bir gerçekçe olsa da, bu nodüllerin %90 kadarı iyi huyludur ve bu türden tanı yöntemine ihtiyaç duymaz. Fazla hormün üretmeyen ve kişi için kozmetik bir kusur oluşturmayan bazı nodüller, çoğu zaman tedaviye de ihtiyaç duymaz. Bu türde nodüller ise genellikle tesadüfen uygulanan görüntüleme sistemlerinde tespit edilir.
Bazen nodüller her ne kadar hastada kozmetik bir sorun oluşturmasa da, kötü huylu olabilir. Bu durum genellikle kanserli dokunun ilk evreleri olarak kabul edilebilir. Hekim ultrasonografi, manyetik rezonans gibi görüntülüme sonuçlarında riskli bir durum tespit etmişse, mutlaka bu durumu hastasıyla paylaşarak tiroid biyopsisi önerisinde bulunur.
Kanser olgusunu gösteren tümörler, vücudun diğer konumlarında olduğu gibi, tiroid bezinde de tiroid dokusundan farklılık gösterir. Bu gibi durumlarda görülebilen nodüller, farklı büyüklüklerde olabileceği gibi, bir veya birkaç tane de olabilir. Bu gibi durumlar sonografik olarak belirlenebilse de, kesin tanının konulabilmesi için, tiroid biyopsisi yöntemlerinden birinin tercih edilmesi gerekir.
Tiroid Biyopsisi Nasıl Yapılır?
İnsan vücudundaki birçok organla kombine çalışan tiroid bezi, boyun alt ve ön kısmında kelebek şeklinde olan endokrin bezdir. Tiroid hormon salgıları ile vücut enerji metabolizması ve vücut ısısının düzenlenmesi sağlanır.
Ayrıca beyin, kalp, kaslar ve çok sayıda organın çalışmasını düzenlenir. Bazen tiroid bezi içinde ve çeperinde nodüller oluşmaya başlar. Bu gibi durumlarda tiroid biyopsisi gibi gelişmiş yöntemlerle tanı konulması gerekir. Tiroid nodülünün görülme sıklığı, erkeklere göre kadınlarda daha fazladır. Yapılan araştırmalarda, erişkin kişilerin 3-4 kişiden birinde bu türden nodüllerin görüldüğü tespit edilmiştir.
Birçok biyopsi yönteminde kullanıldığı gibi tiroid biyopsisi içinde, ince iğne aspirasyon yöntemi sıklıkla kullanılır. Bu yöntemde bu amaç için üretilmiş içi boş iğne ve enjektör kullanılır. Nodülün tam konumuna batı yapılması için, işlemler sırasında ultrason görüntüleme sistemi kullanılır. Hasta tiroid biyopsisi işlemleri sırasında bilgilendirilerek, konuşmaması, öksürmekten ve yutkunmaktan kaçınması istenir.
Boyunun geriye doğru açılması ile iğne ve şırınga yardımı ile nodülden patolojik doku örneği alınır. İşlem sonrasında giriş noktası küçük bir flaster ile kapatılır. Bu yöntemde lokal anestezi işlemleri uygulanır. Bu sayede ağrı ve acı hissetmeyen hasta, işlem sonrasında kısa süre izlenerek taburcu edilir.
İnce iğne tiroid biyopsisi doğruluk oranı %65-%85 aralığında değerlendirilir. Her ne kadar bu yöntem konforlu olsa da, hekim test sonuçlarına bakarak kuvvetli şüphe durumunda kesin neticeye ulaşmak için, açık ameliyat yöntemini de önerebilir. Bu sonuçları açısından daha güvenilir bir yöntem olarak uygulanır. İnce iğne biyopsi doku örneğini inceleyen patoloji, kanserli hücreyi rapor etmişse, bunun genellikle %99 doğru olduğu varsayılır.
Ancak sonuçta kanser olgusuna rastlanmamışsa, bu gibi durumlarda dokunun kanserli olma olasılığı %35 olarak değerlendirilebilir. Bu da hasta ve erken teşhis açısından yeterince riskli bir durumdur. Elde edilen klinik bulgular bu türden bir şüpheyi işaret ediyorsa, kesin sonucu ulaşmak için açık biyopsi yöntemine başvurulmalıdır.
Tiroid Biyopsisi Kimlere Yapılmaz?
İnce iğne yönteminin kullanılabilmesi ve herhangi bir kesi oluşmaması nedeniyle, tiroid biyopsisi klasik yöntemlere göre daha konforlu olarak gösterilir. Tıbbi gerekçelerin zorunlu olduğu hallerde bu türden yöntemlerin kullanılması, ameliyat sırasında gelişen komplikasyonlar açısından değerlendirildiğinde daha az risk taşır.
Bu durum, kanserli hücrelerin kesi sonrasında bölünmeyi hızlandırması açısından düşünülebilir. Bu durum Tiroid bezinde görülen her nodül gelişiminde, tiroid biyopsisi kullanılabileceği anlamına gelmez.
Hastanın durumu değerlendirilerek;
- Tiroid nodülünün 4 cm’den büyük olduğu durumlarda,
- Paratiroid hastalarında,
- Tiroid iltihabı hastalarında,
- Ultrasonda çok yüksek nodüller görülen hastalarda,
Gibi durumlarda tiroid biyopsisi yöntemi uygulanmaz. Triod nodülü 4 cm’den büyük olduğu durumlarda, teşhis olanağı azalacağından büyük ihtimalle hekim ameliyata karar verecektir. Ultrason görüntülenmesi durumunda da hekim çok riskli bir durum tespitinde bulunduğunda, %100’e yakın bir sonuçla hekim kanserli dokunun varlığına işaret edebilir. Nitekim biyopsi bir tanının ortaya konulması için kullanılır.
Dokuda kanser olgusunun varlığına ilişkin yüksek oranda bir tespit durumu varsa, biyopsi yönteminin uygulanması gereksizdir. Çoğu zaman paratiroid rahatsızlıkları, tiroid kanseri ile benzer belirtiler gösterebilir. Bu nedenle farklı tetkiklerin yapılarak sonuçlarına göre paratiroid durumu gözlendiğinde, biyopsi yönteminin uygulanmaması gerekir.
Tiroid Biyopsisi Neden Yapılır?
Tiroid bezinde görülen nodül veya nodüllerin kanserli olup, olmadığının araştırılması için tiroid biyopsisi yapılır. Biyopsi ancak patolojik inceleme sonucunda bir anlam ifade eder.
Patoloji sonucunda nodülün iyi huylu olduğu belirtildiği durumlarda, buna karşı tedavi yöntemleri uygulanarak soruna çözüm aranır. Ancak kötü huylu olduğu durumlarda, tedavi işlemleri onkolojide devam ettirilir.
Klinik bulguların ince iğne tiroid biyopsisi yönteminin uygulanmasını zorunlu kıldığı durumlarda, alınan doku örnekleri her durumda patolojik laboratuvara gönderilir.
Laboratuvar sonuçları ise;
- Tanımsal olmayan biyopsi,
- İyi huylu (Benign),
- Folliküler neoplazi veya folliküler neoplazi şüphesi,
- Önemi belirsiz atipi veya önemi belirsiz folliküler lezyon,
- Şüpheli kötü huylu (Malignite şüphesi),
- Kötü huylu (Malign),
Türünden altı farklı şekilde rapor edilebilir. Tiroid biyopsisi sadece ilk tanı oluşturmak için uygulanmaz. Bazı durumlarda hastalığın seyrini takip için de bu yöntemden faydalanılır. Patoloji sonucu olarak iyi huylu (Benign) rapor edildiği durumlarda da, tiroid biyopsisi birkaç kez tekrarlanabilir.
Özellikle sonografik olarak yüksek risk grubunda olan hastalar için, iyi huylu (Benign) rapor edildiğinde, tümör olasılığı tama yakın bir oranda dışlanmış olacaktır. Bu nedenle birkaç kez biyopsi gerçekleştirilerek, sonuçların tamamı bir tanı oluşturmak için kullanılabilir.
Patoloğun tiroid nodülünün iyi huylu veya kötü huylu olduğunu rapor edebilmesi için, belirli bir oranda nodüle ihtiyacı duyar. İnceleme sonucunda incelemeye esas olan nodül üzerinde kanser hücresine rastlanmaması gerekir.
Patoloğun kötü huylu nodülden söz edebilmesi için, incelenen dokunun tamamında kanser bulgusuna rastlanması gerekmez. Laboratuvar sonucu kanserli bir hücre yapısına rastladığında, az sayıda da olsa kötü huylu olarak ifade edilir.
Patolojik sonuçların doğru veriler oluşturması için, biyopsi ekibinin deneyimi ve tecrübesi önemli rol oynar. Biyopsi tecrübeli ekip tarafından gerçekleştirildiğinde, araştırmaya yeterli düzeyde doku örneği alınabilir. Bu sayede tek bir biyopsi işlemi ile doğru tanı oluşturulabilir.
Hangi Tür Nodüllere Biyopsi Uygulanır?
Tiroid nodülleri fiziki muayene ve çeşitli görüntüleme yöntemleri ile tespit edilebilir. Genellikle bu türden gelişmelerin ilk aşamalarında hastada herhangi bir şekilde belirti göstermez.
Ancak nodüller büyüdükçe hastada da bazı şikayetler ortaya çıkar. Bu türden hastalar genellikle nefes almakta zorluk çekme, öksürük, hafif ağrı, yutkunmada zorluk çekme gibi şikayetlerle hekime başvuruda bulunurlar. Bu gibi şikayetler tümör varlığını işaret edebileceği gibi, farklı rahatsızlıklara bağlı olarak da ortaya çıkabilir.
Bu türden modüllerin gelişimi, hastanın hormon salgısında ve vücudun bazı fonksiyonlarında bozulmalara neden olabilir. Bu durumda hekim bazı test sonuçlarını ve görüntüleme sonuçlarını birlikte değerlendirerek, bir tanı koyma ihtiyacı duyar. Şüpheli durum tümör olgusuna işaret ettiği durumlarda, tiroid biyopsisi ile şüphenin giderilmesine çalışılır.
Bazı görüntüleme sonuçları her ne kadar konusunda deneyimli hekimler için bazı bilgiler taşısa da, bu durumun pekiştirilmesi açısından tiroid biyopsisi ile patolojik sonuçlarında değerlendirilmesi gerekir.
Genellikle bu gibi yöntemler, hastanın değerleri tümör olgusuna işarette ettiği durumlarda kullanılır. Tiroid biyopsisi ile elde edilen doku örneği yeterli olmadığında veya hekim nihayeti sonucu ulaşmak için birden fazla biyopsi önerebilir.
Biyopsi Öncesi Nasıl Hazırlık Yapılır?
Tiroid bezi nodüllerinin tanımlanmasında hekimler için kolaylık sağlayan ince iğne tiroid biyopsisi, hastalar için de konforlu bir yöntemdir. Bu yöntemde genel anestezi yöntemleri uygulanmadığı için, anesteziye bağlı komplikasyonların gelişme riski de yoktur. Gene de bu yöntemle hekim iğne ile dokuya batı yapacağından ve bir miktar doku örneği alacağından, biyopsi öncesi hastanın bir takım hazırlıkları yapması gerekir.
Hasta ince iğne tiroid biyopsisi öncesinde, düzenli olarak kullandığı ilaçları hakkında hekim ile bilgi paylaşımı oluşturmalı ve hekim önerilerine göre bazı ilaçları kesmelidir. Hekim genellikle hastasından bazı ilaçlara devam etmesini önerecektir. Ancak hastanın kan sulandırıcı ilaçlar kullanması durumunda, bunların hekimin önerdiği süre dahilinde kesmesi gerekecektir.
Genel olarak iğne tiroid biyopsisi lokal anestezi altında yapılır. Ancak bazı hastaların iğne fobisi olması veya hastanın işlemin risklerini kavrayamayacak durumda olması durumunda, işlemin başarısını arttırmak için genel anestezi yöntemi uygulanabilir. Bu gibi durumlarda, hasta hazırlığı için genel anestezi hazırlıkları önerilir.
Biyopsi işlemleri cerrahi bir operasyon gerektirmediği için ve işlem boyundan girilen iğne ile gerçekleştirildiği için, hastanın yakası açık kıyafetler giymesi istenir. Hasta için risk oluşturacağı için, kolye ve benzeri takıların çıkartılması istenir.
Ayrıca hasta işlemden birkaç gün önceden sigara ve alkol tüketimini de kesmelidir. Bu türden işlemler sonrasında hasta yaklaşık birkaç saat gözlem altında tutulur ve herhangi bir sorun gelişmemesi durumunda taburcu edilir. Hastalar ihtiyaç duyarlarsa, taburcu işlemleri için bir yakını ile birlikte gelebilirler.
Tiroid Biyopsisinin Avantajları Nelerdir?
Ultrason görüntüleme sonuçları, tiroid bezinde bazı kitlelerin varlığına işaret edebilir. Ancak bu oluşan kitlelerin neyle ilişkili olduğu, iyi huylu veya kötü huylu olduğu hakkında bilgiler vermez. Bu gibi durumlarda hekim tiroid biyopsisi avantajını kullanarak, bazı bulgulara ulaşmaya çalışır. Tıpta gelişmelere bağlı olarak kullanılan bu yöntem, kesi oluşturmadan patolojik araştırmaya uygun doku örneği alınmasına olanak sağlar.
Tiroid nodülünden veya nodüllerinden doku örneği alınmasına kolaylaştıran tiroid biyopsisi, ayakta teşhis yöntemleri olarak hastaya avantaj sağlar. Çok kısa sürede gerçekleştirilen bu işlem sonrası, hasta birkaç sonrasında taburcu olarak günlük işlemlerini devam ettirebilir. Cerrahi yöntemler gibi pahalı bir işlem olmadığı için ve yatış gerektirmediği için de tiroid biyopsisi hastaya fiyat avantajı da sağlar.
Ucuz, konforlu ve güvenli biyopsi yöntemleri arasında yer alan ince iğne yöntemi, kısa süre de tanıya imkan vermesi sayesinde hekim açısında da avantajlıdır. Bu yöntemin avantajlarını kullanan hekim ise, daha net kararlar alarak uygulayacağı tedavi yöntemlerini kolaylıkla benimseyebilir.
Tiroid Biyopsi Sonrası Hasta Nelere Dikkat Etmeli?
Sonuçları açısından hastaya birçok avantaj sağlayan tiroid biyopsisi, işlem sonrasında giriş konumuna 20 dakika boyuncu gazlı bez veya steril bir bez ile baskı uygulanarak sonuçlandırılır. Hasta enfeksiyon riskine karşı iğne kiriş konumunu koruması gerekir. Bunun için bir gün boyuncu tedbirli olması yeterli olacaktır.
Hasta tiroid biyopsisi işlemlerine refleks gösterdiği durumlarda, genel anestezi yöntemi kullanılabilir. Bu gibi durumlarda hekim hastanın bir gün yatış yaparak gözetim altında bulunmasını önerebilir.
İnce iğne tiroid biyopsisi sonucunda hasta ne kadar günlük yaşamına devam edebilse de, bazı riskler görülebileceğinden işlem sonrası araç kullanmaması önerilir. Özellikle ağır çalışma koşulların için bir gün ara verilmesi önerilir.
Tiroid Biyopsisi Fiyatları 2025
2025 yılı tiroid modülü tümör araştırmalarında en sık kullanılan yöntemler arasında, ince iğne tiroid biyopsisi ilk sıralarda yer almaktadır.
Bu tür işlemler genellikle lokal anestezi ile ve klinik ortamlarda gerçekleştirilir. Tiroid biyopsisi işlemlerinde kullanılan görüntüleme yöntemleri, görev alan ekibin tecrübesi, sağlık kuruluşunun tanınırlığı fiyatlarda değişikliğe neden olur. Tiroid biyopsisi işlemlerinin kamuda veya özelde yapılması da fiyatlarda önemli farklılıklar oluşturur.
Bazı hasta durumlarına bağlı olarak genel anestezi uygulaması ile biyopsi yapılması gerekebilir. Bu gibi durumlarda, işlemi gerçekleştiren ekibe anestezi uzmanın da dahil edilmesi gerekir. Ayrıca hasta bir gün gözetim altında da bulunabilir. Bu da işlem fiyatlarında artışa neden olur.
Sık Sorulan Sorular
Tiroid Biyopsisi Acı Verir Mi?
İnce iğne tiroid biyopsisi işlemlerinde, küçük bir giriş işlemi ile doku örneği alınabilir. Bu lokal anestezi ile gerçekleştiği için, işlem sırasında herhangi bir acı hissedilmez.
Tiroid Biyopsi İşlemi Ne Kadar Sürer?
Klinik koşullarına ve görev alan ekibin tecrübesine göre tiroid biyopsisi işlem sürelerinde farklılık oluşturabilir. Ekip tecrübeli olduğu durumlarda, hekim birkaç batı ile gerekli doku örneğini alabilir. Bu da sadece birkaç dakika sürer. İşlem sonrası ise sadece kesi bölgesine 20 dakikalık gazlı bezle baskı uygulamak yeterli olacaktır.
Tiroid İçin Biyopsi Nasıl Yapılır?
Görüntüleme cihazı eşliğinde, ince iğne ve enjektör yardımı yapılan tiroid biyopsisi, hastanın boyun kısmının ön ve alt kısmından giriş sağlanarak yapılır. İnce iğne örnek alınacak nodüle ulaşarak birkaç batı oluşturulur. Bu sayede içi boş olan iğne içerisine yerleşen doku örneği patoloji incelemesine tabi tutulabilir.
Tiroid Nodülü Kaç Cm Olursa Biyopsi Yapılır?
Hekim görüntüleme sonuçlarını inceleyerek, nodülün boyunu inceler ve tiroid biyopsisi yöntemine karar verir. Nodülün 4 cm üzerinde olması durumunda cerrahi yöntem uygulanabileceğinden, genellikle 4 cm altında ki nodüller için bu yöntem uygulanır.
Biyopsi Sonucu Pozitif Ne Demek?
Hastadan tiroid biyopsisi sonucu alınan doku örneği, tiroid nodülünün araştırılması için patolojiye sevk edilir. Patoloji sonucu pozitif olarak belirtilmişse, bu kötü huylu tümöre işaret eder.
Biyopsi Sonucunda Nodülün Kötü Huylu Olduğu Anlaşılırsa Ne Yapılır?
Kötü huylu olduğu bildirilen tiroid biyopsisi, sonucu itibari ile hasta tiroid bezinin kanserli doku oluşturduğunu işaret eder. Bu durumda hastanın kanser tedavisine başlanabileceği gibi, cerrahi yöntemle kanserli dokunun alınmasına da karar verilebilir. Bunun için hastanın durumunu, risk durumun değerlendiren hekim bir tedavi yöntemine işaret edecektir.
Patoloji sonucu dorudan kötü huylu olarak sonuç belirttiğinde, kanser bulgusunun %97-%99 aralığında olduğu söylenebilir. Bu gibi durumlarda doğrudan cerrahi yöntemler kullanılması önerilir. Şüpheli kötü huylu sonucu bildirildiğinde ise, kanser olasılığının %50 ile %75 aralığında olduğu kabul edilir. Bu gibi durumlarda tekrar biyopsi işlemi gerçekleştirilerek, daha net sonuç alınması gerekebilir.
Tiroid Bezinde Nodül Kaç Cm Olursa Tehlikelidir?
Tirodi bezi nodülleri farklı boyutlarda görülebilir. Küçük boyutlu olanları çoğu zaman hastada bir sorun oluşturmazken, 3-4 cm civarında olduğunda tehlikelidir. Gene de nodüllerin tehlikesinden söz edebilmek için, boyutundan ziyade kanser bulgularından söz edilmesi gerekir. Bu nedenle nodülün büyüme hızı, kanserli doku belirtilerinin gösterilmesi durumunda da, boyutuna bakılmaksızın riskten söz edilebilir. Bu gibi durumlarda da tiroid biyopsisi ile bir tanı oluşturulması gerekir.
Biyopsiden Sonra Kaç Gün Sonra Banyo Yapılır?
Hastalar, tiroid biyopsisi sonrasında en az bir gün banyo yapmamalıdırlar. Sonraki günlerde giriş konumuna su değdirmemek koşulu ile banyo yapabilirler. Giriş deliği kapanma süresi hastaya göre farklılık gösterir. Bu nedenle hastalar standart banyo işlemlerini giriş deliği kapandıktan sonra gerçekleştirebilirler.
Biyopsi Kesin Sonuç Verir Mi?
Sonucun pozitif olması durumlarında, tiroid biyopsisi sonucu yüksek bir yüzde ile kesin olarak kabul edilir. Ancak negatif durumlarda, test sonuçları şüphe arz ediyorsa mutlaka araştırmanın derinleştirilmesi gerekir. Çünkü negatif bildirilen sonuçlarda da, nodülün kanserli olması riski vardır.
Tiroid İnce İğne Biyopsisi Sırasında Hasta Uyutulur Mu?
Standart prosedürlerde ince iğne tiroid biyopsisi işlemlerinde hasta uyutulmaz. Hasta işleme reaksiyon gösterdiği durumlarda ise, hekimin önerisi ile istisnai olarak hastalar uyutulabilir.
Tiroid Nodülü Biyopsisi Tehlikeli Midir?
Düşük risk taşıması nedeniyle ince iğne aspirasyon yöntemi, tiroid biyopsisi olarak sıklıkla kullanılır. Düşük bir ihtimalde olsa, biyopsi konumunda kanama, enfeksiyon, bazı dokularda hasar oluşabilir. İşlemi gerçekleştirecek ekibin tecrübesi ise, bu türden riskleri büyük oranda ortadan kaldırır.
Tiroid Biyopsisi Güvenli Bir İşlem Midir?
Gelişmiş görüntüleme yönteminin işleme dahil olduğu durumlarda, tiroid biyopsisi gerçekleştiren ekip de tecrübeli ise, incelemeye yarar doku örneği alınması oldukça güvenlidir. Patoloji sonuçları açısından değerlendirildiğinde ise, pozitif sonuçlar açısından güvenilirdir. Negatif sonuçlar ise, cerrahi sonuçlara göre daha az güvenilirdir.
Biyopsi Sonrası Ne Tür Sonuç Çıkar?
Hasta tiroid biyopsisi sonuçları, patolojik sonuç olarak pozitif veya negatif olarak değerlendirilebilir. Bu durum rapora iyi huylu (Benign), şüpheli kötü huylu(Malignite şüphesi), kötü huylu olarak yansır. Bazen de sonuç tanımsal olmayan biyopsi, folliküler neoplazi veya folliküler neoplazi şüphesi, önemi belirsiz atipi veya önemi belirsiz folliküler lezyon olarak değerler gösterebilir.
Biyopsi Sonrası Sorun Gelişebilir Mi?
Hasta tiroid biyopsisi sonrasında, çok hafif ağrı hissedebilir. Bu hekim tarafından önerilen bazı ağrı kesicilerle giderilir. Yaklaşık 2 gün sonra bu ağrılar tamamen gider. Ağrılar devam ettiğinde ise, mutlaka hekime başvurulmalıdır. Biyopsi giriş konumunda hafif ödem görülebilir.
Biyopsi Sonrası Yaşanabilecek İstenmeyen Durumlar Var Mıdır?
Hastalara göre farklılık görülmekle birlikte ağrı, ödem, kanamalar tiroid biyopsisi işlemleri sonrasında gelişebilir. Beklenmeyen ve istenmeyen durumlar ise, şişlik, devam eden kanamalar, gerginlik, aşırı ağrı olarak kendini gösterebilir. Bu gibi durumlarda tıbbi destek alınması gerekir.
Tiroid Biyopsisinden Sonra Yemek Yenir Mi?
Hastalar için yeme ve içme konusunda, tiroid biyopsisinin öncesi ve sonrası için herhangi bir kısıtlama olmaz. Giriş deliğinin kısa sürede iyileşmesi için, alkol tüketimi ve sigara kullanımı bir süre kısıtlanması önerilebilir.
Tiroid Biyopsisi Sonrası Yan Etkiler Nelerdir?
İnce iğne tiroid biyopsisinin yapıldığı sırada herhangi bir ağrı ve acı hissedilmez. Ancak iğne girişinin konumu ve batım sayısı artışına göre bazı yan etkiler hissedilebilir. Bu durum genellikle hafif ağrı olarak kendisini gösterse de, ödem oluşumları da görülebilir.