Whatsapp Whatsapp
Telefon Hemen Ara

İğne Biyopsisi

İğne Biyopsisi

Gelişmiş biyopsi yöntemlerinden olan iğne biyopsisi, anomali bir durumun tespiti amacı ile doku örneği alınmasına olanak verir. Bu işlemlerin ince bir iğne yardımı ile yapılması nedeniyle de, bu tanımlama yapılır.

İnce iğne apirasyon biyopsisi olarak tanımlanan yöntem, sıklıkla tiroid nodülleri, lenf nodları, tükürük bez kitleleri ve akciğer nodüllerin tanısında sıklıkla kullanılır. Hasta koşullarının uygun, hekimin de uygun gördüğü durumlarda, bu biyopsi yöntemi diğer yöntemlere göre daha konforludur. Her yaşta uygulanabilen iğne biyopsisi yöntemi, gebelik gibi riskli durumlarda da kullanılabilir.

biyopsi nedir

Hızlı ve kolay bir şekilde tanı konulmasını olanaklı hale getiren iğne biyopsisi, hastanın gereksiz cerrahi yöntemlere maruz kalmasını ve anestezi uygulamasına maruz kalmasını da önler. Bu sayede biyopsi sonuçları olumlu çıktığında da, hasta hiçbir kesi olmaksızın normal hayatına kaldığı yerden devam edebilir.

İğne Biyopsisi Nedir?

İnsan vücudunda herhangi bir anomali durum oluştuğunda, bazı hücrelerin yapısı bozulur ve yan etkileri ile birlikte kendini hissettirir. Bu sorunların neden kaynaklandığının araştırılması için de, bazı tanılar geliştirmek gerekir. Gerekli olduğu durumlarda ise, vücuttan hücre dokuları alarak laboratuvar ortamında incelenmeli, var ise patolojik durumun ortaya konulmalıdır.

Cerrahi girişim ve anestezi gereksinimine ihtiyaç duyulmaması nedeniyle de, iğne biyopsisi incelenecek vücut bölgesinden sorunsuz hücre alınmasına olanak verir. Bu işlemler gerçekleştirilirken de ultrason, bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemlerinden destek sağlanır.

Doku alımında iğne biyopsisi kullanıldığı durumlarda, doku alınan bölgede kanser yayma riski de en aza indirilir. Diğer biyopsi yöntemlerinde olduğu gibi, iğne biyopsisi de yalnızca patolojik inceleme sonucu oluşturmak için kullanılır. Bu nedenle doku üzerinde tanı konması için, bu yöntemle alınan örnekte patoloji laboratuvarına gönderilir. Sonuca göre de tedavi yöntemleri benimsenir.

Biyopsi Nedir?

Biyopsi, hastaya tanı oluşturmak amacı ile vücuttan doku ya da hücre alma işlemidir. Bu sayede hücre veya dokular mikroskop yardımı incelenebilir ve hastalık şüphesi için gerekli bilgiler elde edilebilir. Bu yöntemlerden biri de iğne biyopsisi yöntemidir.

İlk defa 11. yüzyılda uygulama alanı bulan biyopsi, zamanla gelişme göstermiş, tanı ve tedavinin benimsenmesi açısından büyük önem kazanmıştır. Biyopsi hastalığın teşhisi amacıyla uygulanabileceği gibi, doğrudan tedavi amaçlı da kullanılabilir.

Teşhis amaçlı biyopsi uygulandığında, şüpheli dokudan incelemeye elverişli hücreler alınırken, tedavi amaçlı biyopsi uygulamasında bozulan dokunun tamamı alınır. Her durumda da sonucun değerlendirilmesi için, patolojik incelemelerin yapılması gerekir. Teşhis amaçlı kullanılan biyopsi yöntemleri arasında, iğne biyopsisi gelişmiş bir yöntemdir.

Biyopsi Neden Yapılır?

Hekim tarafından hastalığın teşhis ve tedavisine yönelik çok farklı yöntemler kullanılır. Hekimin yapmış olduğu gözlemler ve fiziki muayene de, kanser gibi oluşumlardan şüphelenebilir. Şüphenin giderilmesi ve muayene bulgularında tespit edilen anormal durumların kanserle ilgisinin araştırılması için, doku örneği alınarak incelenmesi gerekir.

Bu biyopsinin yapılma nedenlerinden biridir. Muayene sırasında elde edilen bulgular, değişime uğrayan dokunun gelişimi, yapılan bazı testler, dokudan tamamın alınmasını da gerektirebilir. Bu gibi durumlarda iğne biyopsisi hem teşhis, hem de tedavi yöntemi olarak benimsenir. Bu işlemler klasik biyopsi yöntemleri ile yapılabileceği gibi, gelişmiş olan iğne biyopsisi yöntemleriyle de yapılabilir.

Hücrelerde meydana gelen değişimlerin ve tümörlü dokunun tespitinde radyolojik görüntüleme yöntemleri de kullanılır. Ancak kesin sonuç alınabilmesi için, biyopsi ile dokudan bir kesit almak ve patolojik sonuçları değerlendirmek gerekir. Biyopsi çoğunlukla kanserli dokularla ilişkilendirilir.

Kanser gibi hastalıklar ise hücrelerin kontrolsüz bölünmesi ile yerleştikleri dokuya ciddi zararlar verir. Ancak patolojik sonuç her zaman bu sonucu göstermez. Bazı durumlarda tespit edilen tümör, gerekli önlemler alındığında kontrol edilebilir. Bu işlemler sırasında iğne biyopsisi kullanıldığı durumlarda, hasta tedaviye daha uygun koşullarda hazırlanır. Hastada oluşan moral ve motivasyon da tedavi sonuçlarına önemli katkıda bulunur.

İğne Biyopsisi Hangi Durumlarda Kullanılır?

Hekim biyopsi sonucunda alınan patoloji sonuçlarından, alınan dokunun kanserli olup, olmadığını anlayabileceği gibi, kanser türünü de belirleyebilir. Bu sayede farklı kanser türlerine göre, farklı tedavi işlemleri benimsenir.

Teşhis sürecinde hastasına daha fazla konforlu alan oluşturmak isteyen hekim, gelişmiş yöntem olarak iğne biyopsisi yöntemini de benimseyebilir. Kanserli dokuların tespitinde sıklıkla kullanılan bu yöntem, aynı zamanda enfeksiyon nedenlerinin araştırılması, organ fonksiyonlarının değerlendirilmesi gibi nedenlerin teşhisinde de kullanılır.

Hastanın görüntüleme sonuçlarına bağlı olarak;

  • Tiroid nodüllerinde,
  • Lenf nodüllerinde,
  • Akciğer nodüllerinde,
  • Meme kitlelerinde,
  • Karaciğer kitlelerinde,
  • Prostat kanseri şüphesinde,

Gibi dokularda iğne biyopsisi kullanılabilir. Doku nodülleri üzerinde oluşabilen şişlik, yumru gibi oluşumlar gözlendiği durumlarda, bu yöntemle kesi oluşturmadan alınan örneklerin incelenmesi mümkün hale gelir. Hekim iğne biyopsisi yöntemi ile örnek almak istediği dokuya rahatça ulaşabildiği için, hem işlemin başarı düzeyini arttırır, hem de hastayı bazı risklere karşı korur.

İlginizi Çekebilir  Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

İğne Biyopsisinin Farklı Türleri Nelerdir?

Tıp alanında meydana gelen gelişmeler, iğne biyopsisi gibi yeni gelişmeleri ortaya çıkartmıştır. Bu yöntemin yaygın olarak kullanılması ile birlikte, hasta ihtiyacına göre iki farklı türü kullanılmaya başlanmıştır.

Bunlar;

  • İnce iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB),
  • Kalın iğne biyopsisi,

Şeklinde sıralanır. Her iki yöntemde de iğne kullanılmasına rağmen, kullanım alanı ve amacı farklılık gösterir. İnce iğne aspirasyon biyopsisi yönteminde, ince bir iğne ve şırınga kullanılır. Bu yöntemin kullanım alanı ise, lenf nodülleri, tiroid nodülleri, akciğer nodülleri gibi küçük kitlelerdir.

Kalın iğne biyopsisi yönteminde ise, diğerine göre daha kalın iğneyle doku örneği alınmasına olanak verir. Kullanım alanı olarak meme, prostat, karaciğer gibi büyük kitleler tercih edilir. Kalın iğne biyopsi yönteminde, çekirdek iğne biyopsi, vakum yardımlı biyopsi, stereotaktik biyopsi gibi farklı yöntemler kullanılır.

Çekirdek iğne yönteminde, kullanılan iğne kesici bir aletle desteklenir. Vakum yardımlı yöntemde ise, benzer şekilde iğne takılı özel bir vakum cihazı kullanılır. Sık kullanılan stereotaktik biyopsi yönteminde ise, bilgisayarlı görüntüleme yönteminin rehberliğinde iğne ile dokumu alımı gerçekleştirilir.

İnce iğne biyopsisi yöntemi, iğne aspirasyon sitolojisi ve iğne aspirasyon biyopsisi olmak üzere iki farklı şekilde gerçekleştirilir. Birinci yöntemde elde edilen hücreler mikroskopta incelenirken, ikinci yöntemde iğne ve aspirasyon yöntemiyle elde edilen doku parçaları ve hücreler hem mikroskopta, hem de laboratuvarda incelenebilir. Biyopsi işlemlerinde tercih edilen yöntem, uygulama gerçekleştirilen doku, tümörün boyutuna ve türüne göre değişiklik gösterir.

İğne Biyopsisi Nasıl Yapılır?

İğne yardımı ile doku ve tümörden küçük parçalar almak için kullanılan iğne biyopsisi, hastanın ayakta teşhis ve tedavi edilmesine olanak sağlar. Gelişmiş hastane koşullarında uygulama alanı bulan bu yöntem, ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRI) verileri alınarak hasta uygulama alanına kabulü ile başlar.

Hastalar iğne biyopsisi başlatılmadan önce hekim tarafından bilgilendirilir. Hastanın endişeleri giderildikten sonra, bu amaç için oluşturulan form imzalattırılır. Biyopsi girişinin sağlanacağı konum dezenfekte edilir. Giriş konumuna lokal anestezi uygulanarak, daha önce belirlemiş olduğu yöntemle iğne biyopsisi işlemini başlatır. Uygulama sırasında istenen düzeyde doku örneğinin alınması için basma ve çekme işlemi uygulanır. Planlandığı şekilde, belirlenen oranda hücre ve doku örneği alındıktan sonra çıkış sağlanır.

Alınan örneklerin değerlendirilmesi için, alınan doku veya tümörlü hücre uygun koşullarda laboratuvara gönderilir. Hekimin talepleri doğrultusunda sonuçlandırılan laboratuvar incelemeleri, hastanın diğer işlemlerini belirler.

Bu tür işlemler sırasında hasta bilinci açık olacağından, mutlaka hekim tarafından belirtilen talimatlara uyulması gerekir. İşlemin boyun ve baş bölgesine uygulanması durumunda, hastanın öksürmemesi, konuşmaması, yutkunmaması hekim tarafından istenecektir. Bu işlemler sırasında yeterli oranda doku alımı için patolog hazır bulunabilir.

İğne Biyopsisi Öncesi Hazırlık

Diğer tüm biyopsi yöntemlerinde olduğu gibi, iğne biyopsisi öncesinde de hastanın işleme hazırlanması gerekir. Hastanın öyküsü burada önemli rol oynar. Bu sayede hekim hastanın ilaçlara karşı geliştirmiş olduğu reaksiyonları değerlendirerek ve kullandığı ilaçlar hakkında gerekli bilgileri edinerek önceden önlem alır.

Diğer yöntemlere göre her ne kadar daha az riskli görülse de, iğne biyopsisi işlemlerinde de, hastanın kan tahlili istenir ve pıhtılaşma sorunlarını değerlendirilir. Böbreklerde biyopsi işlemi gerçekleştirilecekse, kanama riskini arttıracak ilaçların alımı kesilmelidir. Hekim, bu türden ilaçların ne zaman kesileceği hakkında gerekli bilgileri verir.

Hastanın ihtiyaçlarına göre iğne biyopsisi farklı alanlarda uygulanır. Uygulama öncesi yapılacak hazırlıklarda buna göre şekillenir. Hasta kan sulandırıcı ilaç kullanmıyor ve pıhtılaşma gibi sorun yaşamıyorsa, Tiroid biyopsisi öncesinde herhangi bir ön hazırlığa da ihtiyaç duyulmayabilir.

Akciğer ve karaciğer biyopsi işlemlerinde, hekim hastanın belirli süre ile sıvı ve yiyecek alımını sınırlandırabilir. Biyopsi işlemini üstlenen hekim, hasta ön görüşmelerinde sorular yönelterek hastadan bazı soruları cevaplamasını isteyecektir.

Hastanın da bu sürece katkı sağlaması için, ilaç, iyot, lateks, bant ve anestezik ajanlara karşı hassasiyet durumlarını belirtmeli, bu anlamda kullandığı bitkisel takviyeleri de hekime bildirmelidir. Uyulama öncesinde ve gereli olduğu durumlarda, hastanın işlem sırasında sakin kalması için hekim tarafından bazı yatıştırıcılar verilebilir.

Biyopsi işlemlerinin başarılı bir şekilde sonuçlanması ve hasta açısından herhangi bir risk oluşturmaması için, vücutta yerleşik olan kalp pili ve diğer elektronik cihazların hekime bildirilmesi gerekir. Bu gibi durumlarda hekim gerekli değerlendirmeler yaparak, hasta için uygun olan yöntemi planlar.

İlginizi Çekebilir  Hormon Testi

Biyopsi işlemleri hamileler için düşük risk oluştursa da, mutlaka bu durumun hekimle paylaşılması gerekir. Bu gibi durumlarda, hekim uygun pozisyonlardan iğne biyopsisi uygulaması gerçekleştirecektir.

Ayrıca ihtiyaç halinde uygulamayı gerçekleştiren hekim, bu konuda deneyimli hekimden de gerekli bilgileri sağlayacaktır. Bu türden bilgilendirmeler, radyasyon riski yüksek olan görüntüleme işlemleri öncesinde yapılmalıdır.

Biyopsi Sonuçlarına Göre Hangi Tedaviler Uygulanabilir?

Konusunda uzman olan hekim, bilgi birimi sayesinde ve bazı test sonuçlarını değerlendirerek, bir dokunun veya tümörün hasta için ne gibi sorunlar yaratacağı hakkında bazı fikirler öne sürebilir. Ancak bu türden hastalıklar, ciddi sonuçlar doğurur ve geç kalındığı durumlarda yaşamının sona ermesine neden olur.

Bu nedenle varsayımlar üzerine değerlendirme yapmaktansa, iğne biyopsisi gibi yöntemlerle kesin sonucu gidilebilir. Biyopsi sonucunda kanser bulgusuna rastlamamak ta olasıdır. Ne yazık ki, bu her zaman mümkün olmaz. İğne biyopsisi ve devamında patoloji sonuçlarını alan hekim, cerrahi müdahale ile tümörün alınmasına karar verebilir.

Kemoterapi, radyoterapi, hormon tedavisi, hedefe yönelik tedavi gibi yöntemlerde benimsenebilir. Kemoterapi işlemlerinde, kanserli hücrelerin ilaç ile öldürülmesi amaçlanır. Radyoterapi yönteminde ise, yüksek enerjili ışınlar kullanılarak kanserli hücrelerin öldürülmesi amaçlanır.

Hekim iğne biyopsisi ve sonrasında patoloji sonuçlarını değerlendirerek, hormon tedavisi ve hedefe yönelik tedavi yöntemlerini de kullanmak isteyebilir. Hormon tedavisinde, hormona duyarlı bazı kanser hücreleri için kullanılırken, hedefe yönelik tedavi işlemlerinde, hastaya özel ilaçlar kullanılarak kanserli hücrenin bölünmemesi ve büyümemesi amaçlanır.

Bazı kanserli türleri hızla yayılma eğilimindedir. Bu türden risklere karşı yoğunlukla iğne biyopsisi yöntemi kullanılır. Kanser türleri her ne kadar farklı dokular için farklı isimler alsa da, kişilere göre benzer dokularda farklılık gösterebilir. Bu nedenle kanserli hücrenin mutlaka tanımlanması, buna göre ilaç ve diğer tedavi yöntemlerinin kullanılması gerekir. Hastaların yaşı, cinsiyeti, diğer hastalıklarla mücadelesi de, kanser tedavisinde farklılıklara neden olur.

İğne Biyopsisi Sonrası

Hastaya göre farklılıklar oluşsa da, iğne biyopsisi işlemler sonrasında hastanın uygun konumda bir süre dinlenmesi sağlanır. Sık olmamakla birlikte bazı hastalarda hafif baş dönmesi belirtileri görülür. Dinlenme süresinde herhangi bir sorunla karşılaşılmaması sonucunda, hasta rutin işlerine dönebilir. Riskli işlemlerde çalışan hastalar için birkaç gün istirahat önerilebilir.

Hekim, iğne biyopsisi öncesinde olduğu gibi, bazı kan sulandırıcı ilaçlara süre sınırlaması getirebilir. Biyopsi bölgesinde oluşabilecek ağrıların giderilmesi için, aspirin haricinde bazı ilaçlar önerilebilir. Her ne kadar uygulama konumunda risk oluşturabilecek düzeyde kesi oluşmasa da, İğne biyopsisi sonrasında da hastaya pansuman işlemleri uygulanır.

Hasta bir iki saat sonra pansumanı çıkartabilir. Enfeksiyon riskine karşı bu bölgenin yıkanmaması önerilir. Patoloji sonuçlarını değerlendirecek olan hekim, daha sonra işlem sonucuna ilişkin hastayı bilgilendirerek tedavi sürecine ilişkin planlama yapar.

İğne Biyopsisi Ne Kadar Sürer?

Hekim tarafından istenen görüntüleme ve tahlil sonuçları alındıktan sonra, iğne biyopsisi birkaç dakika sürer. İşlemler sırasında bu hususta hasta bilgilendirilir. Anestezi gerçekleşmeyeceği için, işlem sonrası bu türden etkilerin ortadan kalkması da beklenmez.

Cerrahi biyopsi yöntemleri ile karşılaştırıldığında, iğne biyopsisi süresi oldukça kısadır. Bu yöntemde bazen iğnenin istenen doku alımının gerçekleştirememesi, alınan dokunun yetersiz olması gibi sonuçlar ortaya çıkarabilir. Bu gibi durumlarda işlemler 10-30 dakika aralığında değişebilir.

Hekim iğne biyopsisi ile yeteri kadar doku örneği almış olsa bile, elde edilen dokunun ölü hücrelerden oluşması patolojik sonuç alınmasına engel olabilir. Bu da sürecin tekrarlanmasına ve işlem süresinin uzamasına neden olur. Örnek alınacak dokunun konumu da iğne biyopsisi sürecini etkiler.

Risk oluşturabilecek durumlarda, hekim daha hassas davranmak ve istenen doku örneğini almak için birden çok batım yapmak durumunda kalabilir. Biyopsi işlemlerinin süresini belirleyen en önemli etmen ise, görev alan ekibin tecrübesi, işlemlerin gerçekleştireceği hastanenin koşullarıdır. Görev alan ekip yeteri kadar deneyimliyse, hastane koşulları da uygunsa, hasta maksimum 1-1,5 saat sonra rutin yaşantısını devam ettirebilir.

Sıkça Sorulan Sorular

İğne Biyopsisi Sonuçları Ne Zaman Çıkar?

Cerrahi yöntemle alınan biyopsi sonuçları ile iğne biyopsisi sonuçlarının değerlendirmesinde, patolojik değerlendirme açıdan herhangi bir farklılık bulunmaz. Her iki durumda da patolojik laboratuvar incelemesi yapılarak sonuç, yöntemi uygulayan hekime bildirilir. Bazı durumlarda iğne biyopsi sonuçları birkaç günde verilebilirken, bazılarında birkaç hafta kadar sürebilir.

İlginizi Çekebilir  Kanser Tarama Testi

Bu durum incelemeye alınan doku ve tümörün karmaşıklığı ile ilgilidir. Her durumda İğne biyopsi örneğini alan patoloji bölümü, laboratuvar incelemelerini gerçekleştirerek bir veri ortaya koymalıdır. Patoloji bölümü kendisine gönderilen doku ve tümör örneklerini yeterli bulmazsa, iğne biyopsisi bölümünden yeterli örnek isteyebilir. Bu da süreci olumsuz etkiler.

İğne Biyopsisi Sırasında Ağrı Hissedecek Miyim?

Uygulama noktasına lokal anestezi uygulaması gerçekleştirildiğinden, iğne biyopsisi işlemlerinde ağrı hissedilmez. İnce uçlu iğne yönteminde genellikle ağrı hissedilmezken, kalın uçlu iğne biyopsisi işlemlerinde bir miktar ağrı gelişebilir.

Bu gibi durumlar için hekimin önereceği ağrı kesicilerin kullanılması gerekir. Uygulama noktasında kızarıklık, şişlik, morluk, hafif kanama, iğne biyopsisi sonrasında görülebilir. Bu durumlar geçici olup, ciddi yan etkiler görüldüğünde mutlaka hekime başvurulmalıdır.

İğne Biyopsi İşlemi İçin Hastaneye Yatış Gerekir Mi?

Cerrahi biyopsi yöntemlerinde olduğu gibi, iğne biyopsisi işlemlerinde hastanın yatış yapmasına ihtiyaç duyulmaz. Ayakta uygulanabilen klinik yöntemlerden olan bu biyopsi işlemi, bu açıdan oldukça konforludur. Bazen hastalar iğne biyopsisi için istenen koşulları sağlayamazlar ve istenen değerlerin elde edilmesi için yatış gerekebilir.

İğne Biyopsisi Güvenli Bir Yöntem Midir?

Uygun koşullar sağlandığı durumlarda, kalın ve ince iğne biyopsisi yöntemleri %85.7- %95,4 oranında güvenlidir. İşlem sonrası bir süre gözlenen hasta, aynı gün normal yaşantısına dönebilir. Hasta iğne biyopsisi sonrasında ultrasonla geç dönem kanama riskine karşı kontrol edilir. Bu da oluşabilecek komplikasyonlara karşı erken müdahale alınabilmesini sağlar.

İğne Biyopsisi Özel Bir Hazırlık Gerektirir Mi?

İşlemler sırasında herhangi bir sorun yaşanmaması için, iğne biyopsisi işlemleri öncesinde de özel hazırlıkların yapılması gerekir. İşlem öncesinde kan sonuçlarının alınması, protrombin zamanı ve hemoglobin değerlerinin incelenmesi gerekir.

Hasta kan sulandırıcı ilaçları iğne biyopsisi öncesinde, hekimin belirttiği koşullarda 7-10 gün öncesinden sonlandırmalıdır. Bazı biyopsi işlemlerinde açlık veya tokluk sorun olmazken, bazıları için 4-5 saat öncesinden yeme, içme işlemi sonlandırılmalıdır.

Kullanmadığı durumlarda risk oluşturan ilaçlar için, İğne biyopsisi öncesinde az su ile alımlar önerilir. Bu konuda hekim ile gerekli bilgiler paylaşıldığında, mutlaka bu türden bilgilendirmeler yapılacaktır.

İğne Biyopsisi Ne Demek?

Vücuttan patolojik incelemeye ilişkin örnek almak ve tanı oluşturmak için iğne ile doku örneği alınmasına, iğne biyopsisi ismi verilir. Bu amaçla kullanılan iğne ile birlikte yardımcı araçların kullanılması da mümkündür. Bu da iğne biyopsisi çeşitliliğini belirleyen unsurlardır.

İğneli Biyopsi Acıtır Mı?

Tiorid nodülü alımlarında iğne biyopsisi yöntemi benimsenmişse, lokal anesteziye uygulanması nedeniyle acıtmaz. Bazı işlemlerde kalın iğne işlemleri gerekli olabilir. Bu gibi durumlar iğneli biyopsi işlemler sırasında acı duyulmasa da, sonrasında alınan dokunun ve uygulanan alanın durumuna göre bir miktar acı duyabilir.

İğneli Biyopsi Sonucu Kaç Günde Çıkar?

Kısa sürede doku alımını gerçekleştirebilen iğne biyopsisi, sonuçların değerlendirilmesi için patolojiden gelecek sonuçlar kullanılır. Bu sonuçlar ise, patoloji uzmanlarının iş yoğunluğuna, alınan dokunun karmaşık yapısına, kanserli hücrelerin tespitine yönelik yapılan işlemlere göre değişiklik gösterir. İğne biyopsisi sonucu, 2-3 günle 3-4 hafta arasında sonuçlanabilir.

Biyopsi Yapılan Yara Kaç Günde İyileşir?

Hastanın günlük fonksiyonlarında önemli bir etki oluşturmayacağı için, iğne biyopsisi sıklıkla uygulanır. İşlem sonrasında uygulama konumunda küçükte olsa bir yara oluşur. Gerekli özen gösterildiğinde 2-3 gün içerisinde bu alanda iyileşme görülebilir. Hastanın yaşı, biyolojik durumu, yaşam koşulları, diğer tüm yaralarda olduğu gibi, iğne biyopsisi yaralarının iyileşme sürecini doğrudan etkiler.

Biyopsi Kesin Sonuç Verir Mi?

İleri aşama tanı yöntemlerinden olan iğne biyopsisi, tek başına bir tedavi yöntemi değildir. Ancak uygun tedavi yöntemlerinin benimsenmesinde önemli rol üstlenir. Bu da ancak patoloji sonuçlarına göre bir tanımlama oluşturabilir.

İğne biyopsisi ile sağlanan dokular, patoloji sonuçları ile birlikte değerlendirildiğinde, alınan doku örneğinde kanser var mı? Hastalığın evresi hangi aşamada? Tespit edilen kitle iyi veya kötü huylu mu? Sorularına cevap bulunabilir. Bu sayede iğne biyopsisi sonucunda alınan tedavi yöntemleri de, kesin sonuç verir mi? Konusuna cevap oluşturabilir.

Biyopside Hasta Uyutulur Mu?

Cerrahi yöntemlerle gerçekleştirilen biyopsi yöntemlerinin çoğunda hasta uyutulur. İğne biyopsisi işlemlerinde ise, sadece uygulama alanı ile sınırlı lokal anestezi işlemi uygulanacağı için hasta uyutulmaz. İşleminin başarısını olumsuz etkileyecek hasta davranışları gözlemlendiğinde, planlanan süre ile sınırlı kalmak koşulu ile iğne biyopsisi işlemlerinde de uyutma işlemi yapılabilir.